Domates, Dışı hoş, içi boş.

Aynen çağımızın insanı gibi…

Erdoğan-Putin görüşmesinden sonra fenomen oldu domates. 

Suriye’de çatışmasız bölgeler konusunda bile anlaşıldı.

Domates konusunda uzlaşmaya varılamadı.

"Domates dışında her konuda mutabakata vardık” denildi.

Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi konusunda da mutabakata varıldığı kastedilmemiştir umarım. 

Domates baş gündem olduğuna göre, Kırım domates kadar önemli değil demek ki…

Yoksa Rusya Kırım’ın verimli arazilerinde yetiştireceği için mi bizden domates almıyor?

Neden olmasın?

Bir taşla iki kuş.

Irak’ta uçuşa yasak bölge, daha sonra "Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi” adı altında özerk bir devlete dönüştürüldü. Şimdi de bağımsız bir devlet olmak için referandum yapacaklar.

 Türkiye’nin garantör ülkelerden birisi olarak Suriye’de çatışmasız bölgeler ilanında aktif rol alması, akan kanı durdurmak ve milli çıkarlarımızı korumak için masada olması elbette önemlidir. 

Sadece anlaşma yapmak yetmez. Bunun sahada uygulanması daha da önemlidir. 

Bölgeye yakın olan ve bölge insanı tanıyan Türkiye, bu konuda diğer ülkelerden daha avantajlıdır. 

Sahada aktif rol almazsak çatışmasız bölgeler diye ilan edilen yerlerin akıbeti de Irak’taki gibi olabilir.  

Rus ayısıyla çuvala girerseniz her türlü ihtimali düşünmek zorundasınız.

Çatışmasız bölge oluşturulmasına İngiliz tilkisi ve Amerikan maymunu da sıcak bakıyorsa; bunda bir bit yeniği aramak, ona göre temkinli davranmak gerekir.

Değilse şimdi el yakan domates, bollaşınca gözden düşer ve tarlada çürür.

Şimdi uyguladığımız politikalar da gün gelip tarlada çürüyen domatesler gibi olmasın!

Rusya gözümüzün içine baka baka Kırım’da da, Suriye’de de domates yetiştirir.

Domates ile yetinmezler, biber, patlıcan da yetiştirirler.

O zaman, bu sebzeleri Barış Manço’nun şarkısının nostaljik figürleri olarak anarız. 

O zaman yüzümüz domates gibi kızarır…