AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, AK Parti Siyasi ve Hukuk İşleri Başkanlığı tarafından Samsun Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi'nde düzenlenen 12. Bölge Toplantısı'na katıldı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, "12 Eylül 2010 tarihini de mutlaka unutmayacağız. Çünkü o 12 Eylül 1980'deki darbenin ürünü olan Anayasanın 26 maddesinin değiştiği ve böylece Türkiye'deki vesayet rejiminin geri adım atmak durumunda kaldığı, sivil siyasetin adımlarının atıldığı bir tarihtir" dedi.
Şahin, AK Parti Siyasi ve Hukuk İşleri Başkanlığı tarafından Samsun Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi'nde düzenlenen 12. Bölge Toplantısı'na katıldı.Toplantıda konuşan Şahin, siyaset ve hukukun, AK Parti'nin demokrasi anlayışına göre, demokrasinin iki vazgeçilmez unusuru olduğunu söyledi.
Türkiye'ye ve insanlığa hizmet etmenin kendileri için oldukça önemli olduğunu ifade eden Şahin, şunları kaydetti:
"Bizim tarihimize baktımızda her ayın içinde şerefle yad ettiğimiz günler vardır. İşte 15 gün önce 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı Ankara'da kutladık. Ama bu yıl çok farklı bir anlayışla, anlamla kutladık. Zafer Bayramı ve Türk Silah Kuvvetleri günü hep Genel Kurmay öncülüğünde ve ordu evlerinde kutlana gelmiş. Bugün ilk kez, Anayasanın ilgili maddesine göre başkomutanlık sıfatını taşıyan ve bu görevi de Türkiye Büyük Millet Meclisi adına yapması gereken Cumhurbaşkanlığı makamı ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkomutanlık göreviyle 30 Ağustos Zafer Bayramı törenllerini Çankaya Köşkü'nde icra etmeye başladı. Bu basit bir şey değildir. Bu Türkiye'de son yıllarda AK Parti iktidarıyla yaşanmakta olan değişimin ve dönüşümün, sivil siyaset anlayışının Türkiye'de egemen olmasının en canlı örneklerinden bir tanesidir."
"12 Eylül 2010 tarihini de mutlaka unutmayacağız"
12 Eylül'ün bundan sonra daha farklı kutlanması gerektiğini vurgulayan Şahin, "Şimdi ben böyle deyince '12 Eylül 1980'i mi kastediyorsun' diyebilirsiniz. Benim bahsettiğim 12 Eylül 2010 tarihi. Bundan sonra biz 12 Eylül 2010 tarihini de mutlaka unutmayacağız. Çünkü o 12 Eylül 1980'deki darbenin ürünü olan Anayasanın 26 maddesinin değiştiği ve böylece Türkiye'deki vesayet rejiminin geri adım atmak durumunda kaldığı, sivil siyasetin adımlarının atıldığı bir tarihtir" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerini Çankaya Köşkü'nde sivil bir anlayışla gerçekleştirmesinin, 12 Eylül 2010'da milletin onayından çıkan anayasayla sağlandığını aktaran Şahin, şöyle devam etti:
"Anayasa yapmak amacıyla kurulmuş olan uzlaşma komisyonunun üyesi olarak görev yapmaktayım. 26 maddelik bir anayasa değişikilği önemliydi ama asla yeterli değildi. O tarihte şu anda masada birlikte çalıştığımız siyasi partilerin tamamı bu anayasa değişikliğine karşı çıkmışlardı. Parlamentoda geceli gündüzlü muhalefet ederek bu değişiklik geçmesin diye ne çabalar sarfettiğini yakınen yaşamış olan bir kardeşinizimi. Referandum... Referandumda bu anayasa değişikliklerine hayır demek için o siyasi partilerin nasıl bir çalışma sarfettiği hala hafızalarımızda tazeliğini koruyor. Ancak 12 Eylül 2010'da referandumda yüzde 58 oyla halkımız bu anayasa değişikliğine 'evet' deyince ertesi gün tüm siyesi partiler, hayır diyenlerin tamamı Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu ve 1982 darbe ürünü anayasanın değişmesi gerektiğini söylemeye başladılar."
"Darbecilerin anayasasına sahip çıkıyorsunuz"
1982 Anayasası'nda yapılması gereken değişiklikler olduğuna değinen Şahin, "Daha 1982 anayasasında yapılması gereken değişiklikler var. Masaya otururken 'kırmızı çizgilerimiz var. Mevcut anayasanın ilk 4 maddesine asla dokundurtmayız. Noktası, virgülünü bile değişdirtmeyiz. Bir kelime bile değiştirmeyiz' bile deseniz... Siz buradan bir uzlaşmanın çıkmayacağını peşin bir şekilde ortaya koymuş oluyorsunuz. Böyle deyince kafalarda şu soru işareti belirir, 'siz AK Parti olarak anayasanın Cumhuriyet olma vasfını mı değiştirmek istiyorusunuz? Cumhuriyetin temel niteliklerini mi değiştirmek istiyorsunuz?' Hayır, demokrasi, laiklik ve sosyal hukuk devleti ilkelerini değiştirmek istemiyoruz. Bunların değiştirilemez olduğu ile ilgili 4. maddeye gerek olmadığını söylüyoruz" diye konuştu.
Şahin, konuşmasında şunları vurguladı;
"Şimdi CHP ve MHP diyor ki, 'biz sonuna kadar buna sahip çıkacağız. Bizim kırmızı çizgimizdir' diyorlar. Biz de onlara diyoruz ki, 'o kırmızı çizgi sizin kırmızı çizginiz olamaz, o darbeci 5 tane generallerin kırmızı çizgisidir. Niye onlara sahip çıkıyorsunuz' diyoruz. Hatta CHP'sine şunu söylüyoruz, 'CHP'yi kuran parti biziz' diyorsunuz. Evet CHP'nin bu yönüyle hazırlamış olduğu 1923 Anayasası'nda bile böyle bir şey yok. Niye siz kendi anayasanıza sahip çıkmıyorsunuz, darbecilerin anayasasına sahip çıkıyorsunuz."
