SON DAKİKA
İbrahim Arıcı
İslam Dünyası’nda Kaos Nasıl Biter?
13 Haziran 2017, Salı
İslam Dünyası Osmanlı ‘dan sonra kendine bir türlü gelemedi. Açlık çeken, sefalet içinde olan, eğitimsiz bırakılan, iç savaşlara , terör örgütlerine mahkum edilen hep İslam Dünyası olmuştur. İslam’la şereflenmiş kime sorarsanız eminim ki İslam Dünyası’nın içindeki çıkmazlara karşı "birileri” diye başlar cümleye ve "nifak, fitne, batı, tarih, akılsız yöneticiler, satılmış siyasiler” vs. der. Bu kelimelere benzer cümleler kurar. Çünkü Müslümanların büyük çoğunluğu bu işin idrakinde. 

Şu sıralar Katar’ın terör örgütlerine yardım ettiği iddiasıyla birçok körfez ülkesi Katar’a karşı her türlü eylemi yapacak duruma geldi. Ne değişti de daha düne kadar hiçbir sorun yokken bir anda düşman oluverdiler. Trump bir geldi, bir mesaj, bir gaz, bir tehdit, bir bilmem ne... Bakıyoruz ortalık toz duman olmuş. ABD Başkanı Trump’un 2 gün önceki açıklamasında Katar meselesine yönelik "Arap ülkeleri arasında birliğin korunmasının önemine vurgu yaptı" deniliyor. Gülsem mi, ağlasam mı bilemedim şimdi.

Kur’an’ı Kerim’de şu kelimeler sıkça geçmekte. "Akıl etmez misiniz?, düşünmez misiniz?, sizin için ibretler vardır.” Tarihimiz ibretlerle dolu olmasına rağmen hala İslam Dünyasında ki akıl etmeme, düşünmeme, ibret almama hastalığı devam ediyor. Düşünenler, akıl edenler, ibret alanlarda bizim gibi her türlü imtihana tabi tutuluyorlar. Peki İslam Dünyası bu hastalıklardan nasıl kurtulacak? Ne zaman yeter artık diyecek?

Bundan 15 yıl önce Tv’den bir altyazıda Türkiye’de sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini duysaydık ne yapardık? İradenin her dediğine boyun eğmek zorunda kalmaz mıydık? O zaman ki idare birilerinde gözükse de irade faklıydı. Kimi zaman asker, kimi zaman yargı, kimi zaman medya, kimi zaman bilmem kim. Sonuçta "bizden bir şey olmaz” deyip te aslında Batı’nın bir "çeşme kurnası” olduğuna şahit olunca bizde şimşekler çakmaya başladı. Ne oldu da tankın karşısına çıkar olduk, silaha göğsümüzü açar olduk. Seçmediğimiz, istemediğimiz birilerinin ne perde gerisinden, ne ekran arkasından bizi yönetmelerine izin vermez olduk? İşte bunun cevabı "ÖZGÜVEN”. Recep Tayyip Erdoğan’ın bu millete kazandırdığı en büyük hizmetidir özgüven. İslam dünyası da özgüven kazandığı zaman, büyük imtihanlardan geçerek aynı Katar’da olduğu gibi mutlaka feraha erecektir. Eyvallah…