SON DAKİKA
İbrahim Arıcı
Çamur At İzi Kalsın
22 Mart 2018, Perşembe
Bugün ki yazımda sizlere sosyal medyanın bizden aldıklarından, zaman israfından, başarıyı olumsuz etkilediğinden, insanı yalnızlaştırdığından bahsetmeyeceğim. Madem bu girdabın içindeyiz bari yapmayalım! diyeceğimiz konuları ele alalım istedim. Hayatımıza öyle bir giriş yaptı ki artık başımızı kaldıramaz olduk. Madem bunun içindeyiz o halde neye dikkat etmeliyiz? Bir paylaşımda "Acil paylaşın” "Allah rızası için paylaşın” "Allah’ını seven paylaşır” "ülkeni, bayrağını seviyorsan paylaşırsın” yazılarını görüyorsan dikkat et! Demek ki bunu paylaşmak Allah’ı, vatanı, bayrağı sevmenin bir göstergesi olsa gerek. Yemek paylaşımı bir nebze olsun duruldu. Ama hala hayatı sadece yemekten ibaret olanların her gün gözümüze gözümüze yemek sokmalarını hala anlayabilmiş değilim. Gelelim işin en tuhaf ve en tehlikeli boyutuna. Biz iftira ve yalandan korkan bir toplumken şimdi birileri bir fotoğrafın altına iki cümle yazıyor, bizde altına söylemeye haya edeceğimiz küfür ve hakaretleri sıralayıp güya rahatlıyoruz. Söylenmemiş cümleleri söylemiş gibi göstermek ne ola acaba? Zaman zaman böyle paylaşımlar yapan dostlarıma mesaj atıyor ve uyarıyorum. Gerçeği söyleyince bilmediklerini söyleyip hemen paylaşımı kaldırıyorlar. Fakat bazı işgüzarlar var ki gerçeği bildiği halde bu bazen siyasetçi, bazen din adamı, bazen bir sanatçı yada bir yazar olabiliyor. Altına iftira dolu cümleleri paylaştıktan sonra gerçeği söyleseniz de kaldırmıyor. Çünkü edilen küfür ve hakaretler hoşuna gidiyor olsa gerek. Bu ülkede hala tüm uyarılara, haberlere, ikazlara rağmen paralarını telefon dolandırıcılarına kaptıran Profesörlerimiz varken, kimler tarafından hazırlandığı meçhul paylaşımların altına yorum yapanlara da kızamıyorum artık. Önüne her geleni doğru mu, değil mi demeden paylaşmaya devam ediyoruz. Birilerini itibarsızlaştırmak için bazılarımız bilerek, bazılarımız bilmeyerek çanak tutuyoruz bu paylaşımlara. Bazı vekiller bile araştırmadan fotoğraf üstünden tweet atabiliyor. Baktı ki yalan, siliyor tweetini. Lakin özür yok. Tabi bu paylaşmaları sorgulamadan atarsa özür dilemeye de yüzü olmuyor. Çok kirli bir Dünya’nın içindeyiz artık. Önünü alamıyoruz. Firmalar rakip firmaları, devletler rakip devletleri, partiler rakip partiyi bu yöntemle vurmaya çalışıyor. Çamur at izi kalsın taktiği. Tetikçiler kol geziyor sanal âlemde. Takma isimlerle tweet kahramanları türedi. Herkes buna karşı ortak tavır koymalı artık. Yani önce evinin önünü süpürmeli. En azından herkes kendi sayfasında olanları iyi niyetli bir şekilde uyarmalı. Şayet bu paylaşımlar art niyetli devam ediyorsa listenizden silmelisiniz. İnternet âleminin olmadığı zamanlarda yapılan paylaşım yöntemiyle noktalayalım yazıyı. Bir zamanlar modaydı. Eve bir kâğıt gelir sonra altında bir not: Bu yazıyı 7 kişiye ulaştıran söyle kazanır, şöyle zengin olur, şöyle bereketlenir. Dağıtmayanın ayağı kırılır, burnu küçülür, fakirlikten ölür falan filan. Diyorum ki sizde bu yazıyı en az 7 kişi ye ulaştırın. Zengin olur musunuz? elbette ki hayır. Ulaştırmazsanız da başınıza bir felaket gelmez merak etmeyin. Eyvallah…