SON DAKİKA
Sinan BURHAN
Merkel, Romen Diyojen olur mu?
28 Ağustos 2017, Pazartesi
Anadolu’nun kapısını Türklere açan Malazgirt Meydan Muharebesi neredeyse unutulmaya yüz tutmuştu. 26 Ağustos 1071 tarihinde Selçuklu Sultanı Alparslan ile Roma Hükümdarı Romen Diyojen arasında gerçekleşen bu büyük savaş sonunda Roma hükümdarı yenilince Anadolu Türklere yurt oldu.



İşte bu büyük tarihi zaferi Cumhurbaşkanımız Erdoğan yeniden hatırlattı. Muş’a giderek Malazgirt ovasında dosta düşmana mesajlar verdi. Bu mesaja gerçekten ülkemizin ihtiyacı vardı. Batılı ülkeler, Almanya başta olmak üzere Roma’nın hayallerinin peşindeler. Yeni yüzyılda haçlı seferi düzenliyorlar. PKK’ya destek vererek ülkemizi bölmek istiyorlar. Türkleri Anadolu’dan sürmek istiyorlar. Bu gerçeği gören Erdoğan, Sultan Alparslan rahmetlinin bıraktığı yerden devam ediyoruz mesajı vermiştir.



Bu savaş alimlerin tavsiyesi ile Cuma günü yapıldı. Bu savaş öncesi Sultan Alparslan çok veciz bir konuşma yaptı. Bu konuşmayı bütün Müslümanların anlaması gerekir. Bizleri yöneten devlet başkanlarımız bu sözleri kendisine rehber edinmelidir. Sultan Alparslan ne demişti?



"Ya Rabbi Sana tevekkül ediyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve Senin uğrunda cihat ediyorum. Ya Rabbi Niyetim halistir. Bana yardım et; sözlerimde hilaf varsa beni kahret.” Ve sonrasında askerlerine dönerek tarihe geçen o muhteşem konuşmasını gerçekleştirdi;nbsp;



"Burada Allahü Teâlâ’dan başka bir sultan yoktur. Emir ve kader O’nun elindedir. Bu sebeple benimle birlikte cihat etmekte veya benden ayrılmakta serbestsiniz.”

nbsp;

Selçuklu ordusu, sadakat nidalarıyla Sultan Alparslan’a bağlılıklarını haykırdılar. Sultan Alparslan, beyaz kefen elbisesini giyerek atının kuyruğunu bağladı ve eline er silahı olan gürzü alıp askerlerine şöyle hitap etti;



"Askerlerim Şehit olursam bu beyaz elbise kefenim olsun. O zaman ruhum göklere çıkacaktır. Benden sonra oğlum Melikşah’ı tahta çıkarın ve ona bağlı kalın. Zaferi kazanırsak istikbal bizimdir” diyerek bir liderin ne yapması gerektiğini belirtmiştir.



Lider cesur olmalıdır. Önce kendisi savaşmalıdır. Nitekim Cumhurbaşkanımız Erdoğan bir konuşmasında ‘Lider taşın ardına saklanırsa halk dağın arkasına saklanır’ demişti. Liderler cesur ve imanlı olmalıdır. 15 Temmuz işgal girişiminde gördük. Erdoğan’a yurtdışına kaçalım teklifi götürüldü. Erdoğan da, ‘biz kaçmayız ölürsek de bu ülkede ölürüz’ diyerek cesur bir davranışta bulunmuştu.



Sultan Alparslan beyaz kefen elbisesini giyerek savaşa başlamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kefen benzetmesi de işte buradan esinlenmedir. Cumhurbaşkanı biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık demiştir. Kutsal davaları taşımak zordur. Acı vardır, hapishane vardır. Gözyaşı vardır. İşkence vardır. Erdoğan her dem şunları söylemektedir: "Biz ülkemiz için beyaz kefen giydik. Tıpkı dedemiz Alparslan gibi.” Erdoğan bu cümleleriyle gençlerimize büyük bir tarih dersi de vermiştir.



Şark meselesi hâlâ bitmedi. Batılılar Türkleri, Kürtleri kısacası Müslümanları bu topraklardan atmak istemektedirler. Bu mücadele devam etmektedir. Malazgirt’in intikamı alınmak isteniyor. Bu noktada bir gerçeğin altını çizmek isterim. Malazgirt savaşını Kürt kardeşlerimizle beraber kazandık. Anadolu’yu beraber yurt edindik. Biz Müslümanlar bu topraklarda kardeşçe yaşıyoruz. Batılılar ise ayrılıkçı PKK terörünü destekliyor. Bu konuda uyanık olmalıyız. Kardeşliğimizi pekiştirmeliyiz.



Bu yurt, bu topraklar hepimize yeter. Yeter ki kardeş olmasını bilelim. Yeter ki Malazgirt Ruhuna yeniden dönelim. Bakın Anadolu’nun kapısı bize tekrar açılacaktır. O zaman batılı dostlarımızı Romen Dijone’nin akıbeti bekleyecektir. Biz kardeş olalım; Almanya Başbakanı Merkel Romen Diyojen olacaktır.