SON DAKİKA
Ahmet AKBIYIK
#Özgecan ve #Taksiciler
10 Mart 2015, Salı
Ahmet Akbıyık 
 
Bütün Türkiye seçim atmosferini bir kenara bıraktı, bir ara o malum vahşeti konuştu. 
 
Buna Konya da dahildi.  
 
Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın vahşice öldürülmesi 7’den 70’e herkesi üzmüştü.
 
Kimi “O katili bize verin” dedi, kimi “İdamı gereken birini cezaevinde beslemek, kamu malına zarar vermektir” sözüyle seslendi, kimi “İdamı kaldırmak mağduru cezalandırmak, sanığı mükafatlandırmaktır” diye haykırdı.
 
Olayın gündemde tutulmasının asıl amacı, bu tür vahşetlerin önüne geçmekti elbet.
 
Tutuklanan şüpheli ile ilgili ayrıntılar ışığında gözlerin ilk çevrildiği kesim minibüs şoförleri oldu.
 
İşini hakkıyla yapanlara kimsenin sözü olamaz.
 
Bu olay sonrasında da minibüsçü esnafının tamamına yüklenmek doğru değil.
 
Zaten Özgecan Aslan’ı öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan kişinin şoförlüğü meslek edinmediği, ara sıra şoför olarak çalıştığı tespitleri yapıldı.
 
Her şeye rağmen bu esnaf kesiminin temsilcilerinin baştan aşağı işleyişi gözden geçirmesi gerekiyor.
 
Konya özelinde baktığımızda, ilgili oda yönetiminin aldığı tedbirler dikkat çekiyor.
 
Kentin caddelerinde toplu taşıma görevi gören 530 aracın yaklaşık 200’ünde aracın içini, önünü ve arkasını gösteren kameralar mevcut.  
 
Minibüsler; oda yöneticileri, durak temsilcileri ve araç sahipleri tarafından anlık takip edilebiliyor. 
 
Sürücülere gelince…  
 
Muharrem Karabacak başkanlığındaki oda yönetimi, minibüs ve servis şoförlerine 2011 yılında “Konya’da şoför olma” kriterleri getirdi.
 
Görünen o ki katı bir biçimde de uyguladı.
 
Örneği, minibüs ya da servis aracı kullanacak kişinin affa uğramış olsa bile bir suçtan hüküm giymemiş olması gerekiyor.
 
Ölüm trafik kazasına karışmamış olması, alkollü olarak araç kullanma veya hız kurallarını ihlal nedeniyle sürücü belgesinin birden fazla alınmamış olması, en az 3 yıllık tecrübeye sahip “B” sınıfı ehliyet sahibi olması gibi önemli kriterler aranıyor.
 
Minibüs sürücüleri için bu kriterler ne kadar gerekliyse, taksi sürücüleri için de bir o kadar gerekli aslında.
 
Ama dün bir duyarlı vatandaşın anlattıkları beni dehşete düşürdü.
 
İddiasına göre; Özgecan Aslan gibi binlerce üniversite öğrencisinin yaşadığı Bosna Hersek Mahallesindeki taksi duraklarında çalışan sürücülerin bazıları alkollü halde direksiyon başına geçiyor.
 
Bazılarının uyuşturucu kullandığı öne sürülüyor.
 
Gecenin ilerleyen saatlerinde alkollü içki satışı yaptıkları iddiası bile var…
 
Bunlar sadece iddiadan ibaret…
 
Yeni Özgecan Aslan olaylarının vuku bulmaması adına tehlikeyi işaret eden bu duyarlı vatandaşın iddiasını araştırmak ise çok kolay.
 
Bu şoförlerin bağlı bulunduğu oda yöneticilerinin, Emniyet Müdürlüğü ile işbirliği yaparak söz konusu saatlerde yapacakları ani baskınlar gerçeği ortaya çıkarmaya yeter de artar bile.
 
Umarız gerçek hepimizin umduğu gibidir ve oradaki taksici esnafının tamamı, ekmeğini helalinden kazanmaya çalışanlardandır.
 
Aksi çıkarsa bugün minibüs sürücülerine yönelen eleştiri okları kendilerine çevrilebilir.