Yerel seçimler bitti ama tartışmalar hala devam ediyor. İstanbul’un başkanı kim henüz belli değil. Sandıklardan, sisteme girişlere kadar birçok ihmal, oyun, hile ve bir gizli teşkilat kurulmuş gibi. Bunu kimler, nasıl yaptı bilemiyoruz ama çıkar yakında. Tabi son noktayı YSK koyacak. İstanbul’da CHP dönemi yeniden başlarsa ne olur diye merak ediyorum. Acaba önümüzdeki 5 yılda İstanbul ne kazanır? Ne kaybeder? Tercih vatandaşın tabi amenna. Niye seçtiniz diyecek halimiz yok. Sadece geçmişi çöp ve susuz belediyecilik tecrübesini hatırladığımız bir CHP belediyeciliği var. Ne yapıp, ne yapamayacağını hep birlikte göreceğiz. Ankara için de durum böyle. Vatandaş "bir değişiklik olması güzel oldu. Farklı bir vizyon ortaya kondu” mu diyecek? Yada nereden seçtik, maceraya hiç girmeyecektik” diyerek pişman mı olacak? Zaman geçtikçe göreceğiz. Şayet pişmanlık olması halinde kaybeden yine şehirlerimiz olacak. Biz Konya’ya bakalım. Konya her dönem olduğu gibi önümüzdeki 5 yılı AK Partili belediyelere teslim etti. Her 10 kişiden 7’si Ak Partiyi destekledi. Bu dönem çok iyi değerlendirilmeli. Çevre ve Şehircilik Bakanımızın da Konyalı olması ayrı bir avantaj. Bu dönem iyi kullanılmalı şehrimiz adına. Yapılacak çok iş, dokunacak çok gönül var. Allah hayırlı eylesin. Yeni dönem şehrimiz ve ilçelerimiz için umarım kalkınma dönemi olur.

Sosyal medya ile ilgili birçok kez yazı yazdım, bir çok programda bu konudan bahsettim, bir çok haber bültenimizde yer verdim. Adı sosyal ama gerçekte a sosyal denebilecek bu platformda kinlerini, nefretlerini, kokuşmuşluklarını, şerefsizliklerini alenen ortaya koyan kişilerin sayısı az değil. Düşünce özgürlüğü gibi mukaddes bir hakkın arkasına sığınıp ahlaksızlığa vuranlar az değil. O kadar itici gelmeye başladı ki bu ortamı inanın iletişim sektöründe olmasam hiç tereddüt etmeden kapatacağım. Zaman zaman da "bizim olmadığımız ortamları bu alçaklara mı bırakacağız” diye de düşünüyorum. Hiç doğruluğuna bakmadan haber paylaşanlar, hayatında bir kitap bile okumamış ama kitap yazmış yazarı eleştirenler, alacağını alenen buradan hem de isim vererek isteyenler, içkili ortamları gözümüze sokanlar vs. Sil sil bitmiyor. İnanın sadece bir fotoğraf ve altına iki cümleyle hayatımızı karartacak bir platform burası. Ne yasası var, ne denetlemesi. Böyle bir çağda bunun dışında kalmamız mümkün görünmüyor. Ancak çocuklarımıza dikkat etmemiz gerek. Belirli bir yaşa gelmeden asla kendi hesaplarını açmalarına müsaade etmemeliyiz. Özellikle kız çocuklarımızı göz göre göre ateşe atamayız. Kızarlar, kırılırlar, ağlarlar demeyin. Sabah akşam "tanımadıklarınla kesinlikle konuşma” diyoruz ama bu ortamlara bakınca maalesef yaşları 10-16 arası birçok çocuklarımızı görüyoruz. Bu yaşlarda daha akıl çağına ulaşmamış, neyin kötü, neyin iyi olduğunu anlayamaz yaştalar. Kimsenin niyetini bilecek yaşta hiç değiller. Unutmayın sosyal medya teknolojiyi öğrenme yeri değildir. Eyvallah…