SON DAKİKA
Kazım ÖZTÜRK
Adım Adım Konya
26 Temmuz 2018, Perşembe
Değerli dostlar, bir Konyalı olmam sebebiyle, bu şehrin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş, havasını teneffüs etmiş ve her türlü nimetlerinden yararlanmış bir ferdi olarak doğup büyüdüğüm şehre çok şey borçluyum.

Konya’yı adım adım gezdim, gezmekteyim. Çocukluğum Aymanas (Kalfalar) mahallesinde geçti. En az 69 yılın adı var. Bunun 12 veya 15 senesini çıkardığım zaman geriye kalan zaman içinde Konya’nın; edebiyat, sanat, kültür, tarih, dini ve milli hassasiyetlere sahip ne kadar çok değerle karşılaştım ve karşılaşıyorum. Ne kadar çok gönül insanıyla hemhal oldum.

Her hafta kültür şölenleriyle şarj oluyoruz. Konya’da; her an değişik güzelliklere şahit olmak mümkündür. hele son zamanlarda oluşturulan; "Konya kültür sokağı” tam anlamıyla bu fakirin yıllardır dillendirdiği bir güzelliktir. O kadar ki isteyen, istediği dernek ve vakıfta icra edilen "kültür sohbetleri” ne katılma şansını yakalayabilir.

"Adım Adım Konya” isimli bir çalışma yaptım. Konya hatıralarımı, Konya’nın güzelliklerini, çocukluğumun Konya’sını ele aldım. Kısmet olursa dostlarla paylaşmak arzusundayım.

 

Âşığım Sana Konya

Konya, muhabbetle dolusun, ne mübarek topraksın,

Kardeşlik sende, dostluk sende, tertemiz ve berraksın.

 

Bağrında; veliler, peygamberler, ne canlar yatıyor,

Konya nezih şehirdir, bir inci, cana can katıyor.

 

Âşığım sana Konya, sen öğrettin bana sevdamı,

Senin nimetinle edindim bu mukaddes davamı.

 

Sen, Selçuklu’ya başkentlik yaptın, irfan dağıttın,

Tasavvuf erbabıyla bir oldun, iz’an dağıttın.

 

Sevgiyi sende öğrendim, saygıyı, hürmeti sende…

Kur’an âşıkların olmasaydı ne vardı bende?

 

Âşığım sana Konya! Sırılsıklam, delicesine,

Canımı, kanımı, her şeyimi sana verircesine!

 

Gündüzümde daima sen varsın, leyalimde sen,

İşimde sensin, aşımda sen, daima hayalimde sen.

 

Âşığım sana Konya! Halkı ilmine bende ettin,

Öyle bir sevgi ki, dünyayı kendine bende ettin!

 

İşte Konya

 

Aymanas’ta doğdum, mekanım orası,

Göbeğim Konya’da kesildi, vatanım orası.

Suyundan içtim kana kana, doyasıya,

Toprağını teptim, yorulurcasına, kıyasıya.

Tozunu yuttum, çamuruyla hemhal oldum,

Sıcağında kavruldum, soğuğunda bir hal oldum.

Sıkıldıkça; Meram’ı, Sille’yi seçtim,

Mukbil suyundan içtim, Çayırbağı’nı geçtim.

Akyokuş’a tırmandım, Konya’ya bakıp durdum,

Devasa ovada, yeşil şehir hayali kurdum;

Her yere beton oturtmuşlar kalıp kalıp…

Ruhsuzluk çökmüş, can evinden yakalayıp,

Sokaklar, caddeler bir şey söylüyor kulağıma;

"Mevlana, Şems, Konevi, bütün erenler,

El ele, gönül gönüle şehre hayat verenler,

Danışarak, imeceyle fikrini ortaya serenler,

Gönül yaptılar, ışık yaktılar, ruh kattılar…”

Arıyorum Konya, o eski günleri,

Ah çekiyorum, burnum sızlıyor derinden,

Bülbüller küsmüş, gül solmuş kederinden!

Arı bal yapmaz olmuş, çiçekler kokmaz olmuş,

Toprak yok olmuş, zemin betonla dolmuş!