SON DAKİKA
Yılmaz Altunsoy
BAKÜ GEZİ NOTLARI – 1 –
20 Haziran 2017, Salı
Kaç zamandır istiyordum can Azerbaycan’ a gitmeyi, Sputniknews haber kanalının daveti güzel bir vesile oldu. Rus devleti tarafından mutemet bir Rus işadamı olan  Rossiya Segodnya’ ya kurdurulan haber kanalı dünyada 40’ tan fazla ülkede, 35 farklı lisanda yayın yapan dev bir medya kuruluşu. Rus devleti batılı yayın kuruluşlarına karşı böylesine güçlü bir yayın ağı ile özellikle asya kıtasında etkin bir enformasyon programı uyguluyor. Helal olsun kendi davaları ve ülkeleri için doğrusunu yapıyorlar. Darısı bizim ülkemizin başına inşallah.

Ben uzun zamandır Sputniknews kanalında köşe yazıları yazıyor ve siyasi değerlendirmeler yapıyorum. Şu ana kadar yaklaşık 25 civarında yazım ve benimle yapılan röportaj kanalda yayınlandı. Ben hem kendi fikirlerimi, hem de ülkemin gür sesini tüm dünyaya duyurma fırsatı buluyorum. Gerçekten ele geçmez bir nimet, Allah’ a binlerce defa hamdolsun…

Tarifeli THY uçağı ile başlayan İstanbul-Bakü seyahatim tam 2,5 saat sürdü ve Bakü yerel saati ile 13.00 sularında Heydar Aliyev Havaalanına iniş yaptık. Bakü ile İstanbul arasında bir saat fak var. Zaman olarak daha fazla ama saat olarak Bakü 1 saat daha ileride.

İlk göze çarpan havaalanının son derece şık ve modern dizayn edilmiş olması ve tabi ki tabelalardaki yazılar ve yapılan anonsların hoşluğu. Kendinizi memleketinizde hissediyorsunuz, sıcacık bir ortam sizi karşılıyor.

Azerbaycan ülkemize vize uyguluyor ama tamamen formalite bir vize uygulaması. Pasaport kontrolünden geçmeden vize bölümüne gidiyorsunuz, basit bir form dolduruyorsunuz, form ile birlikte pasaportunuzu ve 10 doları vermenizle birlikte on dakika içinde bir ya da iki aylık vizeniz hemen veriliyor. Sonra pasaport kontrolüne geçiyorsunuz. Pasaport bölümünde çalışan polislerin tamamı bayan. İşlemler normal süresinden daha uzun sürüyor, Allah’ tan havaalanı İstanbul havaalanı kadar yoğun değil, yoksa bu işlem üresi ile saatlerce beklemek içten bile değil. Yavaş iş yapma biçimi benim yabancısı olduğum bir şey değil, eski Sovyet bloku bünyesindeki ülkelerin tamamına yakınında yavaş iş yapma biçimini müşahade edebilirsiniz.

Pasaporttan geçtikten sonra bagajlarımı aldım ve doğruca attım kendimi dışarıya. Hava biraz serin ama cam gibi tertemizdi doğrusu. Haber kanalından arkadaşların beni karşılamalarını ve yolcu etmelerini özellikle istemedim ki, kendim ilk günden ülkenin ulaşım sistemini keşfedeyim. Kapıdan dışarıya adım atar atmaz serbest taksiciler hemen etrafınızı sarıyorlar, Türk olduğunuzu anladıklarında hemen "qardaş şeher merkezine aparım”. Ben de ilk defa gittiği ülkelerde hemen taksiye binmek yerine toplu taşımayı tercih ediyorum, daha önce Romanya’ da bir arkadaşımla başımıza gelenlerden sonra prensip edindim. Teşekkür ediyorum ve otobüslere doğru yöneliyorum. Aynı taksici Azeri kardeş, başlıyor bu sefer bana yardımcı olmaya ve bilet almam gerektiğini, içine "pul” yani para yüklemem gerektiğini söylüyor ve eliyle beni "Bakıkart” bankosuna götürüyor. O anda içim ısınıverdi Azeri kardeşlerime, Allah’ım dedim ne güzel insanlar var hala dünyada… her neyse Azeri taksici kardeşin yardımı ile 5 manat verip, kartımıza pul yükletiyorum ve doğruca şık ve kaliteli, şehir merkezine giden otobüse biniyorum. Otobüs şoförü ve muavin ile başlıyoruz sohbete, bana 5 dakikada Bakü’ yü özetleyiveriyorlar. 15 dakika bekledikten sonra otobüsümüz hareket ediyor. Eski havaalanı binasının gabağındannn (yani karşısından) geçip, Orta Asya ülkelerine has mimari tarz ile yapılmış nizamiyeden çıkıyoruz ve şehir merkezine doğru yol alıyoruz. Yollar son derece bakımlı ve geniş. İlk intibalar hem fiziki hem de manevi olarak iyi yani…