SON DAKİKA
Recep ÖĞÜTÇÜ
2018’in Ardından
05 Ocak 2018, Cuma
Acısıyla, tatlısıyla, ekşisiyle, tuzlusuyla koca bir yılı daha geride bıraktık. Bir arkadaş, "hesabımıza üç yüz altmış beş gün yatırıldı” dedi. Tabi ki yanlış bir ifade, çünkü kimsenin bir yıl daha yaşayacağı garantisi yok. Kimin hesabına ne yattı belli değil. Kimine sadece bir gün müsaade edildi, daha o akşam dünyaya veda etti. Kimimizin birkaç gün, kimimizin birkaç ay, kimimizin birkaç sene hesabında bekliyor.

Aslında ömür günle değil nefesle sayılı. Nefes bittiği gün bu dünyaya veda edeceğiz. Her yılı ömürden bir yaprak kabul edersek, şimdilik bir yaprağı daha karalayıp kopardık. "Bilinmez geride kaldı kaç yaprak. / Ne zaman bağrına alacak toprak”.

Evet, insanların belirli bir ömrü olduğu gibi devletlerin ve milletlerin de ömrü, yani eceli var. Başlama ve bitişleri var. Bizim genç Cumhuriyetimizin yaşı henüz 95 yıl. Milletimizin tarih sahnesine çıkışı da bundan dört bin sene öncesine dayanır ancak "Türk” ismi Miladi beş yüz yıllarında söylenmeye başlar. Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Selçuklular ve Osmanlılar derken Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Arada birçok Türk devleti daha kurulup yıkıldı, halen de yedi adet bağımsız Türk devleti hayatiyetini devam ettiriyor. Cumhurbaşkanlığımızın forsuna bakarsak, bilinen Türk tarihi itibariyle on altı Türk devletinin kurulup yıkıldığını anlıyoruz.

Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, 29 Ekim 1923’de Osmanlı’nın devamı olarak kuruldu. Osmanlı’nın tüm müesseselerini ve borçlarını devraldı. Yirmi yedi sene tek parti hükümetiyle idare edildi. 1950’den sonra tek başına veya koalisyon olarak birçok hükümet kuruldu. Bugün altmış beşinci hükümetle idare ediliyoruz. Dolayısıyla Cumhuriyet hükümetlerimizin ortalama ömrü bir buçuk yılı geçmemiştir.

Hükümetin biri gider biri gelir, nitekim öyle olmuştur. Önemli olan devletin bekasıdır. Hükümetler içinde en uzun ömürlüler de Ak Parti Hükümetleri olmuştur. Ak Parti Hükümetleri erken seçime gitmemiş, seçim dönemlerinde bütçe dengelerini korumuş, popülist politikalara tevessül etmemiştir. O yüzden halk, Ak Parti hükümetlerini sevmiş, benimsemiş, beğenmiş, güvenmiş, iktidardan indirmemiş, yeni bir partiye yönelmemiştir. Daha doğrusu daha çok güvenilecek, daha çok hizmet edecek alternatif bir parti bugün için görülmemektedir. Bugün için alternatifin olmaması, bundan böyle yeni bir iktidar namzedi partinin olmayacağı anlamına gelmez. Büyük yanlışlar görürse bu halk her an adresini değiştirebilir. Artık iletişim kanalları artmış, halk bilinçlenmiştir.

Hülasa son 4+2 yılı özetleyecek olursak, 2014 kurulma, 2015 toparlanma, 2016 darbeye birlikte duraklama, 2017 yeniden toparlanma ve FETÖ’den arınma, 2018 atağa geçme, 2019 da meyveleri toplama yılı olacaktır. Bir kısmı gerçek, bir kısmı ümittir.

NİÇİN AK PARTİ?

Önce şunu soralım ve cevabını arayalım: Bu millet niçin Ak Parti hükümetlerine sarıldı, sarılıyor, 15 yıldan beri desteğini çekmiyor?

1-Başta ülkemizin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Parçalamak isteyen aç kurtlar fırsat kolluyor. Terör örgütlerinin biri bitiyor diğeri kuruluyor. Özellikle güney ve doğu sınırlarımızda on beş yıldır bir savaş sürüp gidiyor, bu bulanık havadan terör örgütleri ve bunların arkasındaki dış güçler faydalanıyor. Zayıf günümüzü kolluyor. Ferasetli halkımız da biliyor ki böyle bir hassas dönemde bize tek parti Hükümeti gerekir. Bizim kuruluşumuz ancak tek parti iktidarıyla mümkün, ancak güçlü hükümetler bizi bu badireden çıkarabilir. Dereyi geçerken at değiştirmenin gereği ve lüzumu yok. Kaldı ki başımızda dünyanın gıpta ettiği, hayranlıkla izlediği bir cesur lider var. Bu milletin köklerine bağlı, kültürünü içselleştirmiş, kimseye eyvallahı olmayan, kefenini giyip çıkmış bir lider var önümüzde. Dolayısıyla bu liderin arkasında durma ve ne pahasına olursa olsun Ak Parti Hükümetlerini destekleme zamanı.

2-Ak Parti Hükümetleri ki on beş yıl boyunca ortalama yüzde beşin üzerinde büyüme gerçekleştirmiş, zaman olmuş faiz oranını yüzde dörtlere kadar çekebilmiştir. Enflasyonu tek haneli rakamlara indirmiş, son bir yıla kadar tek hanelide tutmuştur. 2017 yılında borsada, büyümede ve ihracatta rekorlar kırılmıştır. Borsa endeks yüz on beşleri bulurken, ihracatta yüz elli milyar dolar aşılmış, üçüncü çeyrekte büyüme %11.1 olmuştur. Bu da dünya birinciliğidir.

3-İçeride sağlanan siyasi ve ekonomik istikrar sayesinde, paralel devlet iddiası güden bir terör örgütünün yapmaya kalkıştığı kanlı bir darbe, halkın desteğiyle önlenmiş, binlerce ordu, emniyet ve yargı mensubu görevden uzaklaştırılmış, adeta ordu ve yargı yeniden kurulmuştur.

4-AK Parti hükümetleri halkın tüm dini ve kültürel ihtiyaçlarına cevap vermiş, dini özgürlüklerin kapısını ardına kadar açmıştır. 3Y dediğimiz Yasaklar, Yolsuzluklar ve Yoksullukla mücadelede başarılı olmuş ve kadınlarımızın en büyük sorunu başörtü yasağını ortadan kaldırmıştır. Böyle bir yasağın kaldırılmasıyla eğitim ve iş hayatının önündeki bütün engeller kalkmıştır.

5-Son olarak, dış politikada da önemli başarılara imza atmıştır Ak Parti hükümetleri. Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan eden ABD’ye meydan okumuş, 128 ülkeyi bir araya getirip ABD’ye karşı bir cephe oluşturmuştur. Adeta ABD dünya ülkeleri karşısında yalnız kalmış, rezil-rüsva olmuştur. Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı olarak üç günün içinde 57 İslam ülkesinden kırk sekizini İstanbul’da toplayarak Doğu Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmiştir.

Evet, bütün bu başarıların arkasında Ak Parti ve onun lideri Sayın Erdoğan vardır. Türk halkı AK Parti hükümetlerine güvenmeye devam etmektedir.