SON DAKİKA
Yılmaz Altunsoy
Yeni Hükümetin Ana Misyonu
27 Mayıs 2016, Cuma
Türkiye Cumhuriyeti’nin 65. Hükümeti kuruldu. 93 yıllık Cumhuriyetimiz bize 65 hükümet vermiş. Bu ne bolluk Allah’ım, Allah sayılarını artırsın diyemiyoruz. Çünkü her bir hükümetin ömrü sadece bir buçuk yıl. 230 yıllık ABD Cumhuriyetinde Obama 44. Başkan. Hükümetlerin çokluğu, bereketi değil istikrarsızlığı, boşa harcanan zaman ve enerjiyi gösteriyor. Yaşanan son hükümet değişikliği ve bu değişikliğin arkasındaki olaylar (Pelikan Dosyası) bize gösterdi ki, eskilerin tabiri ile " İktidar Tecezzi Kabul Etmez” yani, güç bölünmeyi götürmez. Yürütme gücünün tek elde toplanması gerekir. Bunun için süratle çift başlı yürütmeye imkan tanıyan parlamenter sistemin terk edilip, tek başlı yürütme esasına dayalı başkanlık sistemine geçmemiz gerekir. Nasıl ki bir köyde iki muhtar olsa kaos çıkar, aynen öyle de bir ülkede de çift başlı yürütme olursa Allah korusun kaos çıkar.
Ülkemizi 65. Hükümet sürecine getiren hadiseleri burada anlatarak siz değerli okurlarımın zihnini karıştırmak ve menfi basın tarafından oluşturulan koltuk kavgası algısına istemeden de olsa katkı sağlamak niyetinde değilim. Değişmesi gerekiyormuş ki değişti. Sonuçta 14 yıllık AK Parti iktidarı devam ediyor, sadece bayrağı taşıyan lider değişti. 
Binali Yıldırım Beyi hepimiz yakından tanıyoruz. Ülkemizin gelmiş geçmiş en uzun süreli görev yapan Ulaştırma Bakanı. Sıradan vatandaşa bile sorsanız AK Parti iktidarının en çok beğendiğiniz icraatı nedir diye, her halde duble yollar, yeni havaalanları, köprüler, denizcilikteki gelişmeler, iletişimdeki baş döndüren değişim, yarım kalan otobanların tamamlanması ve yeni otobanların yapılması gibi ulaştırma ve haberleşmeye dair hizmetleri size bir çırpıda sayacaktır. İşte ülkemize faydalı olan, hatta bizlere dünya klasmanında sınıf atlatan bu icraatların başında, planlama ve uygulama safhasında bakan olarak hep Binali Yıldırım bulundu. Hafta sonu Ereğli’ de seksenine merdiven dayamış asırlık çınar annemi ziyaret ettim. Annem bana; " oğlum başbakan değişti ama nasıl olacak bilmem, Davutoğlu’ nu aratmasa bari”… dedi. Ben de "anacığım merak etme, Binali Yıldırım çok deneyimli bir adam, çok da hizmetleri var, bak şu Konya-Ereğli arasındaki çift yolu o yaptı, daha başka ülkenin her tarafında yollar, köprüler yaptı, için rahat olsun” deyince, tamam o zaman diye mukabele etti.
Yeni hükümetimizin ana misyonu bir an evvel sistem değişikliğini gerçekleştirip, başkanlık sistemini ülkemize getirmesi olmalıdır. Parlamenter sistemin kendine has istikrarsızlık doğuran yapısı bir yana, güçlü liderlik özelliği olan Cumhurbaşkanımız ile anayasa gereği siyaseten sorumlu olan Başbakanımız, ne kadar aynı ideal ve mefkûreye sahip olsalar da, devlet yönetimi çift başlılığı kabul etmez ve bu sistem uzun süre sağlıklı işlemez. İnsanın tabiatı bu yapıya uygun değildir. 
Yüksek kalkınma hızı, terörle etkin mücadele, demokrasinin geliştirilmesi, bölgede lider ülke pozisyonumuzun pekiştirilmesi ve büyük alt yapı projelerinin hayata geçirilebilmesi için, mutlak manada başkanlık sistemine sağlıklı bir şekilde geçilmesi gerekir. 
Böylesine köklü bir değişim için, referandum aralığının çok üstünde bir meclis çoğunluğu ile kabul edilse de, kişisel kanaatim odur ki, her halükarda halka gidilmesi, sistemin başarılı bir şekilde uygulanmasında olumlu katkı sağlayacaktır.  Bunun için önümüzdeki beş altı ay içinde konunun halka çok iyi anlatılması gerekir. Şu ana kadar ne yazık ki, bu sistemi Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Burhan Kuzu ve Yiğit Bulut dışında halka pek anlatan olmadı. İyi anlatılırsa inanıyorum ki en az yüzde 65 ile halk bu sisteme evet diyecektir. Çünkü bu millet koalisyonlardan çok çekti.