SON DAKİKA
Recep ÖĞÜTÇÜ
Bakmak-Görmek Ve Engelliler
26 Ekim 2016, Çarşamba
"Bakmak” ve "görmek” kavramları vardır. Çoğumuz iki kavramın da aynı anlama geldiğini düşünür. Halbuki çok farklı kavramlardır. Çok insan bakar ama görmez, ayrıntıyı fark etmez.
   Zamanında lisede okuduğumuz yıllarda bir bilgi yarışması düzenlendi. Sorulardan biri, "okulunuzun girişindeki merdiven kaç basamaklı?” idi. Hiçbir yarışmacı bu soruya doğru cevap verememişti. Çünkü altı -yedi yıl boyunca çıktığımız o basamakları hiç saymamıştık. Merdivene bakmıştık ama görmemiştik.
    Ben bir engelli vatandaşım, bazı sağlıklı insanların, ayaklarını kullanabilenlerin yani yürüyebilenlerin bakıp da görmediğini görebiliyorum. Çok insan fark etmez bir apartman girişinde rampanın olup olmadığını. Çünkü onun ihyacı yoktur. Yine bir esnaf dükkanının önündeki tek basamağın o dükkana girmek için bir engel teşkil ettiğini engellilerden başka kimse fark etmez, bir rampa ihtiyacı kimsenin aklına gelmez. Ta ki bir engelli sandalyesiyle o dükkanın kapısından içeri giremeyince küçük bir rampanın gerekli olduğunu anlarız.
  Evet, beş katlı evler için imar kanununda asansör şartı var. Çok katlı her devlet dairesinin, her kurum ve kuruluş binasının da asansörü olmalıdır. Çünkü bu halk içinde bulunan ve sayıları-oranları yüzde onları bulan yürüme engellilerinin de o dairelere, o kurumlara, o evlere ve meskenlere girip çıkma hakkı ve ihtiyacı var. Artık günümüzde birçok engellinin tekerlekli sandalyesi var. Onlar da sandalyeleri, akülü-aküsüz engelli araçları sayesinde bugün çok şükür sokağa çıkabiliyorlar, çarşıda pazardan kendi ihtiyaçlarını görebiliyorlar, görmek istiyorlar. İşte bütün belediyelerimiz, yerel yönetimlerimiz, engellilere göre şehri dizayn etmeli, imar yasasındaki yaptırımları yerine getirmeli, bütün engelleri kaldırmalıdır.
   Örnek olarak, evvelki gün Konya Ak Parti İl binasına gittim. Birinci kata engelli sandalyemle çıkmak istedim. Bir asansör var. Gel gör ki asansöre o küçük engelli sandalyesi sığmadı ve birinci kata çıkamadım. Burada asansör yapanların da dikkatini çekmek istiyorum. Lütfen engellileri görün, sandalyelerinin ölçüsünü alın. Asansörü sadece ayakta durabilen sağlıklı insanlar için yapmayın. Sağlıklı insan ayaklarıyla da çıkabilir. Gördüğüm birçok asansöre farklı ebat ve uzunluklardaki engelli araçları sığmıyor. Üç -beş santim daha geniş yapılsa sandalye sığacaktır. "Ben yaptım oldu” denilmemeli, bir engelliye danışmalı, ölçüler alınmalı ve yapılan masraflara yazık edilmemeli.
    Yine Kapı Camii civarında bir tuvalet var, engelli girişi yok, iki girişte de basamak var, engel var. İçeride engelliye ayrılmış tuvalet kabini ise dar, hiçbir engelli sandalyesiyle kapısından giremez, üstelik basamaklı. Sadece kapıya yazılmış engelli tuvaleti diye.
   Evet, şehir dizayn edilirken, yollar-kaldırımlar yapılırken bir engellinin görüşü alınmalı. Çünkü onlar yaşıyor, yürüyebilenlerin göremediği engelleri görüyor. Onları yok saymayalım, onlar da bu ülkenin insanı, onlar da bu milletin saygın fertleri. Onlar kimimizin oğlu-kızı, kimimizin babası-anası, kimimizin kardeşi, kimimizin komşusu veya yakını. Onlar yabancı değil, yanımızda yanı başımızda. Onları görmezden gelmeyelim.