SON DAKİKA
Recep ÖĞÜTÇÜ
Milletvekili Sayısı Çok mu?
13 Mart 2017, Pazartesi
 16 Nisan günü halk oylamasına sunulacak olan anayasa paketinin bir maddesi de milletvekili sayısını 550’den 600’e çıkartan düzenlemedir. Birileri "bu kadar milletvekiline ne gerek var, mevcut olanlar sanki ne yapıyor, vekil sayının artması bütçeye yük olmayacak mı?” diye sorabilir.
    Bu maddenin gerekçesinde, "nüfusumuz artmıştır, dengesiz nüfus dağılımından dolayı bazı illerimizde ikiyiz bin nüfusa bir vekil düşerken, bazı illerde yirmi bine bir vekil düşmektedir, dolayısıyla dengesiz ve haksız bir temsil durumu var” deniliyor.
   Bu gerekçeye aynen katılıyorum. Her yüz otuz beş bin nüfusa bir milletvekili düşecek, bu da makul bir oran. Hatta her yüz bine bir milletvekili düşse daya iyi olurdu. Batı ülkelerinde bu oranlar daha düşüktür. Ayrıca TBMM’nde birçok komisyon var. Bu komisyonlar için milletvekili sayısı ne kadar çok olursa komisyonlar o kadar verimli çalışır, hatta yeni komisyonlar kurulur.
   Önce milletvekillerimizin görevleri ne, ona bir bakalım: Başta yasama faaliyetinde bulunmak, yani vekillerin öncelikle kanun teklifi verme ve kanun çıkarma görevleri var.  Adı üzerinde üç kuvvetten biri olan TBMM, yasamayı temsil ediyor. Mevcut durumda yasa teklifini parti grupları verirken, özellikle bakanlar kurulundan gelen yasa teklifleri onaylanırken, bundan böyle, yeni sisteme göre tek başına milletvekilleri yasa teklifi verebilecek.
     İkinci olarak, milletvekilinin bir görevi de denetimdir. Hükümetin icraatlarını izlemek ve yazılı sorular yöneltmek, soruşturma önergesi vermek, hükümetin üyeleri hakkında soruşturma açılması ve yargıya gitmesi noktasında oylamaya katılmaktır. Ayrıca hükümet tarafından hazırlanıp gönderilen bütçeyi görüşüp onaylamak da milletvekillerinin görevi.
    Yeni sistemde vekillerin iş takibi belki azalacak, siyasi taleplere çok cevap vermeyecekler, ancak seçmenin isteklerini, seçim çevresinin sorunlarını hükümete iletmekte aracılık yapamaya ve takip etmeye devam edecekler. Büyükşehir belediyelerinin yaygınlaşmasından sonra birçok sorun mahallinde çözülmeye başladı. Köylerimizin yol ve su gibi sorunlarını Büyükşehir ve içe belediyeleri çözüyor. Alt ve üst yapı hizmetleri noktasında Ankara’ya çok ihtiyaç kalmadı. Bu noktada milletvekillerimizi rahatsız etmez olduk. Vekillerimizi daha çok tayin ve iş bulma, işe yerleştirme konularında rahatsız etmeye başladık. Bu da iste istemez bazı haksızlıkları da beraberinde getiriyor. Bundan böyle hak eden hak ettiği işe girecek, tavassuta çok ihtiyaç kalmayacak. Bakanlar daha çok seçilmişlerden olmayacağı için siyasiler tarafından baskı altında kalmayacak. Daha tarafsız ve objektif olacaklar.
     Evet, bakanların siyasetten gelmemesiyle birlikte torpiller sona erecek. Bakanların üzerindeki çevre ve siyaset baskısı azalacak, daha rahat ve verimli çalışabilecekler.
     Vekil sayısının artması, vekillerimizi daha çok görmemizi, daha çok seçmenleriyle diyalog kurmalarını sağlayacaktır. Hatta seçim ve partiler yasaları değişir, dar veya daraltılmış bölge sistemi de gelirse, vekillerimizi bire bir tanıyabileceğiz, her an telefon açıp konuşabileceğiz.
   Hasılı, milletvekillerimiz yasama ve denetim görevlerinin dışında seçmenle yönetim arasında köprü olmaya devam edecek. Lider sultasından kurtulup daha bağımsız hareket edebilecek. Çünkü bakanlık beklentisi olmayacak.
    İsraf noktasından bakarsak, Türkiye Devletinin bütçesi içinde elli milletvekilinin maaşı ve sair harcaması çok küçük bir meblağı teşkil eder. Elli milletvekilinin bütçeye yükü on km’lik asfalt bedeli değildir. Bu devlet güçlüdür, elli milletvekilinin maaşının hesabını yapmaz. Yeter ki vekillerimiz halka daha yakın ve iç içe olsun, sorunları anında Mecliste görüşüp yasalaştırsın ve her kesimi temsil etsinler. Onlar demokrasinin olmazsa olmazlarıdır.