SON DAKİKA
Recep ÖĞÜTÇÜ
Bahçeli Zor Zamanların Adamı
29 Mart 2017, Çarşamba
Geçmişte Sayın Bahçeli hep zor zamanların adamı oldu, hep tıkanan yolları açtı, 2007’de "Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilememesi” krizini çözdü, hep devletten ve milletten yana tavır sergiledi. Hükümetin tökezlemesinden, kayaya çarpmasından medet ummadı. Sadece Hükümetle çözüm sürecinde yan yana gelmedi, onda da haklı çıktı. Burada Hükümet de samimiyetini, iyi niyetini ortaya koydu, terörün bitmesi için elini taşın altına koydu. Ama olmadı, taşın altına konan elin değeri bilinmedi. Bir tek kazanım oldu; Kürt halkı kahir ekseriyetle devletin yanına çekildi, Halkın PKK’ya desteği, sempatisi azaldı.
   Öğrendik ki, teröristten vicdan beklemek, teröristten barış beklemek, teröristle antlaşma yapmak "yılanla veya ayıyla aynı yatağa girmek” gibidir. Bir tecrübeydi, yaşandı ve o yaklaşım tarihte yerini aldı. Yine anladık ki, FETÖ diye devlet içine sızmış bir öğüt, içeriden PKK ile işbirliği yapmış ve çözüm sürecini sabote etmiş, akamete uğratmış. FETÖ temizliğinden sonra terörle mücadelede gösterilen başarı bu gerçeği ortaya seriyor.
    Sayın Bahçeli, 18 Maddelik anayasa değişikliğinin ve Cumhurbaşkanlığı sisteminin halkın onayına sunulması için desteğini esirgemedi, bunca engellemelere rağmen, parti içi muhalefete rağmen sözünde durdu ve elini taşın altına koydu.
   O Bahçeli ki, FETÖ terör örgütünden en çok çeken, en çok darbe yiyen bir lider. Neredeyse partisi bölünmek ve elinden kaymak üzereydi. Sayın Tayyip Erdoğan’ın FTÖ ile mücadelesinden, dirayetinden O da kazançlı çıktı ve partisini böldürmedi. Sayın Bahçeli de, Sayın Tayyip Erdoğan da aynı devlet adamlığı kumaşındandır. Mevzu vatan, millet, bayrak ve devlet olunca her tehlikeyi ve riski göze almışlar her ikisi de. Tayyip Erdoğan’ın dirayeti olmasaydı darbeciler başarılı olacaktı, ortalıkta MHP de, Bahçeli de, AK Parti de, Tayyip de kalmayacaktı. Ak Parti ve Erdoğan’ın yokluğu demek, ülkenin elli yıl geriye gitmesi, hatta bölünüp parçalanması demektir. Bütün millet Sayın Tayyip Erdoğan’ın dik duruşuna, cesaretine, dirayetine çok şey borçlu. O sebeple Sayın Erdoğan’ın yürütmenin başında olması da ülkenin geleceği için elzem. Sayın Bahçeli bu gerçeğin farkında olarak grubunu ikna etmeye çalışıyor. Her ne kadar geçmişte parlamenter sistemi savunsa da, halkın cumhurbaşkanını seçmesiyle ve 15 Temmuz 2016 günü darbe girişiminin buna eklenmesiyle bir fiili durumun ortaya çıktığını ve milletin kararına saygılı olduğunu ifade ederek başkanlık sistemine bütün samimiyetiyle destek veriyor. Sayın Bahçeli’ye içeriden bayrak açan bir grup olsa da partideki hakimiyetini sürdürecek, eminim ki bu millet Cumhurbaşkanlığı Sistemine "evet” diyecek.  
     Evet, Sayın Bahçeli içindeki muhalif gruba teslim olmadı, olmayacaktır, ileride de onlarla hesaplaşacaktır. Bu millet kendisini alkışladı, daha çok alkışlayacak, ileride belki Cumhurbaşkanının kuracağı hükümette yerini alacaktır. Dolayısıyla ülkücüler yeniden iktidara gelecektir. Ülkücü geçinip de ayak sürüyenleri anlayamıyorum.