Çağımızın güçlü ve hakim devletlerinin dünyayı sömürdüklerini bilmeyen yok gibidir.

Ne var ki yine Onlar "çok güçlü ve yenilmez oldukları”fikrini basınla, yayınla, sublimal mesajlarla zihinlere yerleştirirler.

Bu gerçek değil, "çıkış yolu aramasınlar” diye yönetilenlerde oluşturdukları bir sanıdır.

Bir çocuk, bir ineği çekip götürür. Bu çocuğun güçlü olmasından değil, ineğin kurtulma bilincine sahip olmamasındandır.

Günümüz dünyasının egemenleriyle, mahkumları arasında inek ile çocuk arasındaki kadar güç farkı vardır.

Ancak, mahkumlar mahkum olduklarının farkına vardıklarında bu güç ortaya çıkar.

Hiç şüpheniz olmasın! Bu farkındalık oluştuğu an, bir taraftan zulüm gören milletler yeter artık diyecek, diğer yandan kendi içlerindeki problemler gün yüzüne çıkacaktır.

İşte o gün dünya egemenleri kağıt kuleler gibi yıkılıverecektir.

Bu kanaatimi katılmayanlara dünyanın süper gücü SSCB’nin nasıl yıkılıverdiğini hatırlatırım.

Bazen mazlum milletlerin bilinçlenmesine farkında olmadan kendileri önayak olurlar.

İşte Trump’un -ölecek köpek misali- Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan etmesi de böyledir.

Şer gibi görünse de hayırlı sonuçlara yol açmıştır.

Türkiye, çok başarılı diplomasi trafiğiyle bir hafta gibi kısa bir sürede İslam İşbirliği Teşkilatı’nı toplamış, İİT’ı tarihi kararlar almıştır.

Bu toplantı ile Türkiye’nin İslam Alemi’nin tarihi/doğal lideri olduğu bir kez daha tescillenmiştir.

İslam Alemi tarihinde ilk defa dünya egemenlerine kafa tutan, bu denli cesaretli bir karar almış, birlik ve beraberliğin ilk ciddi sinyalini vermiştir.

Türkiye’de milyonların katıldığı protesto mitingleri İslam Alemi’ne güç ve cesaret vermiştir.

Türkiye sevgisi İslam Alemi’nde dalga dalga yayılmıştır. Filistinlilerin altmış üç Müslüman ülke bayrağı arasından Türk bayrağını seçip, Mescid-i Aksa’ya çekmesi bunun simgesel olsa da en açık göstergesidir.

Türkiye, son yıllarda kendisine ve mazlum milletlere yönelen tehditlerin farkına varmış, bunları sonuçsuz bırakacak siyasi, askeri, diplomatik, ekonomik karşı hamleler yapmaktadır.

Birçok Batılı medeniyet tarihçisinin de isabetle belirttiği gibi artık Avrupa ve ABD devrini tamamlamış, medeniyet tasavvuru ve yükselişi artık Doğu’ya kaymıştır.

Kalkınma hızında Doğu ülkelerinin ilk sıralarda, Batılı ülkelerin sonlarda olması bunun istatistiki verilerle ispatıdır.

"Onların çok güçlü ve yenilmez olduğu” sanısından kurtulalım.

Zihinlerimize yerleştirdikleri bu "görünmez zincirleri” kıralım.

İşte o zaman İslam Ülkelerinin ve mazlum milletlerin kurtuluşu mümkün olur.

Selam ve dua ile…