SON DAKİKA
S. Mücahit İYİYOLBULAN
’Putlu’ Doğum Haftası
21 Nisan 2016, Perşembe
 Miladi olarak Peygamber Efendimizin doğum gününü kutlayanların, Hz. İsa’nın doğumunun kutlanmasına karşı çıktığı ahir zamandayız. Camlarına Merry Christmas (Mutlu Noeller)yazan mağazalara XXL sözler savurup, tesettür giyim camlarına asılan Kutlu Doğum Haftası indirimleri için kuyruğa giren bir ümmet olduk. İster Jülyen ister Gregoryan Takvimine göre olsun biz dini bir yortu olan Noel’e karşıyız. Ama gel gelelim Kutlu Doğumun da dini bir yortu haline gelmeyeceğine garantimiz yoktur.

 Kutlu Doğum günlerinde Peygamber Efendimizi tanıtıyor muyuz, yoksa tezgahlıyor muyuz ? Peygamberimizin açlıktan karnına bastığı taşları anlatan konuşmacıların, konferans sonrasında kitaplar imzalayıp, peşin fiyatına tenzilat yaptığı kitaplardan ne kadar para kazandıklarını hesaplayacak değiliz. Tek bir hadis ezberi olmayan insanların salonları tıklım tıklım dolduracak sayıya nasıl ulaştıklarını hesaplamaya çalışıyoruz. Tıpkı farz olan vakit namazlarında kimsesiz kalan camilerin, sünnet olan teravihlerde tıklım tıklım nasıl dolduğunu anlamaya çalıştığımız gibi.

  Kakaolu kekler yiyip, aroması bol meyve suları içerek Peygamber efendimizi anıyoruz, arka planda Bilal-i Habeşi’nin okuduğu ezanı fon olarak dinlediğimiz kermeslerde. ’Rızkın onda dokuzu ticarettir’ buyuran peygamberimizi anmak için kermesten iyi etkinlik mi olur! Her doğum rızkıyla gelir düsturunu, kutlu doğumdan gelen karlarla yerine getirme gayretkeşliğimiz boşuna değil ya. Ceplerimiz boşsa da, göğüslerimiz iman doludur.      
 
 Lokumu unutup kola ve cipslerle yerli malı haftasını bir günde kutlayan okullar, peygamberimizin doğduğu günü haftaya yayıp güllü lokumlarla kutlamaktadır. İlahi korolarının sesi tiz kızları başı kapalı kostümlerle izleyici önüne çıkarılırken, aynı kızlar aynı seyirci önüne bir ay sonraki 19 Mayıs programlarında jimnastik yaparken çıkarılıyor. Bu nasıl bir doğum ki, samimiyetimizi öldürüyor?

 Bu kutlamaların bir standardı olmalı mı bilmiyorum ama Mevlana’nın ölümü için ihtifaller (anma) düzenlenirken, Peygamber Efendimizin irtihali (ölüm) es geçilip, neden doğumu kutlanır anlayabilmiş değilim. Peygamberimizin öldüğü tarih bizim için önemsizse eğer, doğduğu günün de bir öneminin olmaması lazım gelir. Peygamberimiz ne getirdi bu dünyaya, onun gelişiyle batıla dair neler öldü bunu bilmemiz gerekir. Peygamber Efendimizin doğumuna şahitlik eden ve doğduğu için belki kurbanlar kesen amcası Ebu Leheb için "Elleri Kurusun!” diye ayetler indirdi Cenabı Hak. Peygamberimizin doğumunu gören amcası kendi putlarını geçemediğinden Cehennemlikler sınıfından oluyor da, acaba bizler limon ve tütünden arındırılmış gül kolonları ile kutlama yaparak adımızı Cennetlikler sınıfına mı yazdırıyoruz ? Hangi putlarımızı tezgaha koyuyoruz farkında mıyız; alkışlar, plaketler, başarı belgeleri, reytingler, cilt cilt kitaplar, imzalar, "sesi de güzelmiş” fısıltıları… hangisi ? 

  "0”ın kutlanmasına haram diyenler "571”in kutlanmasına helal ve hatta sevap gözüyle bakmayı kesmedikçe bizler daha çok bekleriz dirilmeyi. Size iki şey bırakıyorum dedi benim peygamberim : "Kur’an ve Sünnet.” "Bunlara sımsıkı sarılın, sarılın ki kurtuluşunuz olsun" dedi. Putlarımızdan Allah’a hicretimiz, üzerine 1445 adet mumu sığdıramadığımız doğum günü pastalarını kesmekle değil, O’nun sünnetlerine uymakla olacaktır. 
  "En azından yılda bir gün milleti kötülükten alıkoymak için yapıyoruz bu programları” diyenler, yılda en az iki gün bari çalışmadıklarından yüzleri kızarmıyorsa, yılda en az üç gün çalışmadıklarından yerin dibine girmiyorlarsa, varsın kutlansın programlar gelsin alkışlar.