SON DAKİKA
S. Mücahit İYİYOLBULAN
Tavaftayım sonra ara
13 Ocak 2017, Cuma
3 Milyon kişinin Allah’ın sadece bir emrini yerine getirmek için binlerce km yolu göze alıp binlerce lirasını bu emir için harcaması, Allah düşmanlarını en ufak bir şekilde korkutmuyor. Sayıda ki ihtişamın ruha yansımamasının sebebi; çocuğunu elin oğullarıyla kıyaslayan ana babaların, kendilerini de elin adamlarıyla yarıştırıp: "Onlar gitti bak biz de gidelim mi, iki dua eder döneriz” şeklinde ibadete niyet almaları olabilir mi?

Kâbe’nin estetik açıdan önünde fotoğraf çekilecek bir durumu yoktur. Kübik bir şekil ve üstünde siyah bir örtüden ibaret son derece basit bir mimarisi vardır. Güneşi öne Kâbe’yi arkaya alıp milyonlarca fotoğrafın çekilmesinin sebebi ise; elbette Kâbe’nin kutsallığıdır. Peki fotoğraflarda o kutsallığı görebiliyor muyuz? "Güneş” gibi devrin en büyük putunu batıran İbrahimî bir kutsallık seziliyor mu mesela?

Mahremimiz olan bu kutsal topraklara, kâfirlerin girmesi yasak olduğu için "Haram Belde” denmiştir. Yayan gelse Mekke’den içeri adım atamayacak olan Conrad Hilton’un otellerle Kâbe’nin dibine kadar gelmesinin açıklanabilir bir durumu var mı? Otelin tanıtımında yazan "Mescidi Haram Manzaralı” reklamında ki anlam ve ruh bozukluğunun müsebbibi de; Kâbe’yi bir manzara gibi fona koyup pozlar veren biz Müslümanlardan başkası değildir. Kâbe ne zamandan beri bizim için manzara sayılır oldu? Esasında otellerin Kâbe manzaralı olmasından ziyade, Kâbe’miz otel manzaralı oldu. Tavaflar Kâbe’nin etrafında yapılıyor görünse de, otellerle Kâbe arasında kalan boşluklarda yapılmaktadır artık.

Yüksek otellerden bakınca Kâbe de karınca gibi görünüyor mu? Telaşla koşturan Hacer’in içinde bulunduğu durumu bu otellerin spor salonlarında anlama şansımız var mı? Ya da susuzluktan çırpınan İsmail’i anlayabilir miyiz açık büfe kahvaltılarında? Kefenlenmenin provasını yaptığımız ihramlara girdiğimiz halde, dünyanın diğer ucuyla iletişime geçerken ölüm çalar mı zihin kapılarımızı? Böylesi vahim bir haldeyken yedi düveli çöle dökmüş gibi duruyor muyuz mesela?

İhramlıyken bir böcek öldürmenin bile yasak olduğu Hacda, şeytan taşlamaya gidenlerin çıkardığı izdihamla yüzlerce Müslümanı öldürmesinin sebebi, günlük hayatta recmedilen yani taşlanan şeytanın ne olduğunu anlayamayışımızdır. Şeytanın kefaletinde borçlar alınıp, taksitler yaptırılıyor Hacca gitmek için. Taksidi ödenmediğinde kredi kartlarına eklenen faizlerle, taşlayabilir miyiz içimizde ki şeytanı?

Namazda çaldığında huşuyu kaçıran telefonların, Hac yaparken kullanıldığında huşuyu kaçırmayacağı düşüncesi yüzünden, uçaklara bedenler bindirilirken unutuluyordu ruhlar. Peygamberimizin Mekke’yi fethettiği ruhu bir türlü yakalayamıyoruz. Yakalayamıyoruz çünkü, tavaf yaparken elinde selfie çubuğu tutan bir peygamberimiz yoktu bizim.

Hacca gidenler için "Araplara para kazandırmayın” diyenlere yıllarca kızan Müslümanlar, günümüzde Araplara fotoğraf çektirmek için Hacca gidip "Ya ahi, çeker misin bizi” diyorlar. Heyhat heyhat heyhat.